Evet kızlar, uzun süredir üstünde uğraştığım yarma yarığı bir makale ile karşınızdayım. Hepimiz okuyoruz, hakkındaki haberleri görünce heyecanlanıyoruz. Hatta bazılarımız onlardan birini yazmak istiyor. Best-seller bir kitaptan bahsediyorum elbette. Normalde bütün best-seller yazarlarına saldırarak ve 75 kelime dağarcıklı kitaplarını ortadan yok etmeye çalışarak ömrümü harcasam da, bu yazıyı yazar olmak isteyen -bir best-seller yazmak isteyen- kanx'lara ithaf ediyorum. Best-seller yazmanın sırrı nedir? Milliyet falan değil, New York Times listelerine girip manşetlere çıkmanın sırrı nedir? Hem yazma hem de pazarlama alanındaki o minik, pek çok kişinin bilmediği sırrı bu yazıda açıklıyorum. Önce size 3 basit kural vereceğim, sonra da birlikte bir kitap yazacağız. Evet, şu an, birlikte bir kitap yazıyoruz. Bu yazıda... Başlayalım:
GİRİŞKitap yazmaya karar verdiniz, ya da bu hep sizin en büyük hayalinizdi. Hatta belki o kitabı yazdınız bile. Ama bir sorun var. Kitabınızı kimse yayınlamak istemiyor, ya da, kitabınızın standart raflardan ziyade best-seller raflarında duracağından şüphelisiniz. O zaman, doğru yerdesin hayatım, işte KTOG'un 5 adımlık rehberi hayatını değiştirmek üzere. Kafandan tüm şüpheleri atıp, o hayalindeki raflara doğru emin adımlarla ilerlemenin sırrı:
1Eğer hali hazırda yazdığınız bir şey varsa silin. Ona ihtiyacınız olmayacak. İtiraf etmek gerekirse insanların çoğu "zararın neresinden dönsem kardır" demeyi bilir, ama bunu uygulamaya gelince tıkanıp kalır. Çünkü beyninizdeki mekanizmalardan birisi size bu kadar emek verdiğiniz bir şeyi çöpe atmanın doğru olmayacağını fısıldıyor.
Eğer toplayıcılık döneminde vahşi doğada yaşasaydık beynin bu mekanizması oldukça işe yarar olabilirdi. Kim 10 gün boyunca peşinde koştuğu geyiği tam olarak yemeden çöpe atmak ister ki? Oysa bugün modern dünyada yaşıyoruz. Değer dediğiniz şey hisselerden, elektronik rakamlardan ibaret. Buna nazaran, o "DEL" tuşuna basın, korkmayın. Çünkü içinde bulunduğumuz çağ uzun emeklerin korunmasından ziyade işe yarar şeylerin korunması üzerine kurulmuş durumda. Elinizdeki şey işe yarar değilse, "DEL" tuşuna basmayan eliniz sizin için sadece bir köstektir.
![]() |
Silmeyi öğrenmelisin dostum... |
Eğer toplayıcılık döneminde vahşi doğada yaşasaydık beynin bu mekanizması oldukça işe yarar olabilirdi. Kim 10 gün boyunca peşinde koştuğu geyiği tam olarak yemeden çöpe atmak ister ki? Oysa bugün modern dünyada yaşıyoruz. Değer dediğiniz şey hisselerden, elektronik rakamlardan ibaret. Buna nazaran, o "DEL" tuşuna basın, korkmayın. Çünkü içinde bulunduğumuz çağ uzun emeklerin korunmasından ziyade işe yarar şeylerin korunması üzerine kurulmuş durumda. Elinizdeki şey işe yarar değilse, "DEL" tuşuna basmayan eliniz sizin için sadece bir köstektir.
2Yepyeni bir kitap oluşturma aşamanız şimdi başladı. Bu noktada, eğer deneyimliyseniz bilirsiniz, oldukça ıkınacaksınız. Yaratıcılığın diğer bir adı beynin sıçmasıdır, ve itiraf etmek gerekirse writer's-block sendromundaki bir beyin dünya üzerindeki herhangi bir kabız olmuş götten çok daha zorlu bir travma geçirmektedir.
Bu aşamanın sırrı şu: Ikınmaya devam, eninde sonunda çıkacak. Bu aşamanın kilit noktası ise şu: Mantıklı bir şeyler uydurmanıza gerek yok, adı üstünde "uydurma". Uydurmanın mantıklısı olmaz. Hele ki Türkiye gibi bir yerde best-seller yazarak ortaya çıkmak zorundaysanız, "uydurma"nın hakkını vermek zorundasınız. Olay örgüsüne, karakterlerin çarpıcılığına, düğüm noktalarına, geleneksel kuralların hiçbirine dikkat etmenize gerek yok. Bütün bu tekniklerden ve mantıklı düşünme aşamalarından uzak kalmak başta politikacılar olmak üzere Türkiye'deki bütün sanatçıların ortak özelliğidir. Hemen hatırlatalım; Türk politikacılar kadar güzel uyduran başka bir grup sanatçı dünya üzerinde mevcut değildir.
![]() |
Beyin sıçması oldukça ıkınma gerektiren bir süreç olarak bilinir... |
Bu aşamanın sırrı şu: Ikınmaya devam, eninde sonunda çıkacak. Bu aşamanın kilit noktası ise şu: Mantıklı bir şeyler uydurmanıza gerek yok, adı üstünde "uydurma". Uydurmanın mantıklısı olmaz. Hele ki Türkiye gibi bir yerde best-seller yazarak ortaya çıkmak zorundaysanız, "uydurma"nın hakkını vermek zorundasınız. Olay örgüsüne, karakterlerin çarpıcılığına, düğüm noktalarına, geleneksel kuralların hiçbirine dikkat etmenize gerek yok. Bütün bu tekniklerden ve mantıklı düşünme aşamalarından uzak kalmak başta politikacılar olmak üzere Türkiye'deki bütün sanatçıların ortak özelliğidir. Hemen hatırlatalım; Türk politikacılar kadar güzel uyduran başka bir grup sanatçı dünya üzerinde mevcut değildir.
3Eğer uydurma aşamasını tamamladıysanız şimdi kitabı yazma zamanıdır. Peki kitabı yazarken nelere dikkat edeceğiz? Türkiye'deki best-seller yazarlarının çoğu dil bilgisinden bihaber olmakla beraber cümle yapılarından ve cümlelere takla attırmak olarak da geçen "akademik seviyede gramer" tekniklerinden de oldukça uzaktır. Bu yüzden kesinlikle strese girmeyin. Sadece yazın. Ne de olsa editörünüz gerekli redaksiyon aşamasını sizler için sağlayacaktır. Sizin uğraşmanıza ne gerek var?
BONUSPeki nasıl yazacağız? İşte eşşeğin götünün zort dediği asıl nokta burasıdır. Türkiye'de kendini best-seller yazarı zannedenlerin eserlerinin ya da yurtdışından alınan o kezban kitaplarının nasıl yazıldığını hep merak mı ettiniz? Peki, birlikte bir kitaba başlayalım sizlerle. Ne dersiniz? Adım adım yaratalım:
KONU
James asi bir gençtir. Ailesiyle sorunlu dönemeçlerden geçmekte olan gencin hayatı, arkadaşı Edison'un dehasıyla karşılaştığı gün yeniden şekillenecektir. Elektriği bulma konusunda takıntılı ve sessiz sakin bir genç olan Edison'un annesi, James'in babasına yazmaya başladığında, bu örümcek ağlarıyla örülü karanlık hikayeden kimse zarar görmeden çıkamayacaktır.
UYARI
Kitabınızın adı mutlaka özenle seçilmiş olmalı ve kitabınıza dair birçok şeyi yansıtmalıdır. Ben bu kitap için oldukça anlamlı olan "Kekin Üstünde Fingirdeyen Çakıl Taşları"nı seçiyorum.
Şimdi kitabı yazalım. Kitabı yazmak için günlük üslubunu kullandım:
Kekin Üstünde Fingirdeyen Çakıl Taşları
by KTOG
-roman-
2013
-roman-
2013
İthaf:
Bu kitabı insanlar için yazdım...
Kitap başlamadan önceki havalı alıntı:
(Bu sayede tüm okuyucular yazarın derin bir insan olduğunu düşünecek.)
"Ben sadece seni sevdim qülüm, ama sen gittin :("
-Birisi
19 Ağustos 1800 lerde
bi gün
Sevgili günlük. Bugün kapı komşumuz
Edison’ un annesi dolma sardığı için onlara yemeğe gittik. Edison tam bi
orospu. Elektriği icat ettiği için kendini bi bok sanıyo. Annesi de sürekli
garip hareketler yapıyo ayrıca edisonun burnunda sümük vardı oha falan olduk
annemle ben. Sonra babam aradı ve elektrik faturasını yatırmaya gittiğinde sıra
olduğu için geç kalacağını söyledi. Annem buna çok sevindi çünkü edisonun
annesi tam bi fingirdek ve babama yazıyo olabilirmiş. Ayrıca edisonun annesi
ortadan şişkin ve kutuplardan baskın. Tam bi çakıl taşına benziyo. Biz ona
fingirdek çakıl taşı diyoruz ve bazen canı sıkılınca pastaneye gidip keklerin
üstüne çıkıp oynuyomuş. Tam bi kekin üstünde fingirdeyen çakıl taşı olduğuna
inanıyorum. Uykum geldi yarın okula gitcem tıp fakültesi am gibi. By.
25 Ağustos 1810
Sevgili günlük. Bugün kıl dönmem vardı.
O yüzden doktora gittik. Doktor kıl dönmem varken tıp fakültesi okuyamayacağımı
söleyince çok rahatladım. Annem beni okuldan aldı ve yazar olmaya karar verdim
çünkü yattıkları yerden para kazanıyolar bence süper. By.
30 Ağustos Zafer Bayramı
Sevgili günlük bugün tekne turuna
çıktık. Bir sürü balina gördük. Edisonun annesi arkadaşlarını görünce çok
sevindi ve hemen onlara katıldı ama kara yaşamına uyum sağladığı için suya
girince çok üşüdü. Bi de tekneden denize atlayınca deniz biraz taştı ve sanırım
beş altı kişinin evini su basmış o yüzden jandarma geldi ve ifade verdik.
Balinalarla ilgili bi suç kapsamı yasalarda tanımlanmadığı için edisonun annesini
serbest bıraktılar. By.
5 temmuz 1826
Sevgili günlük bugün evlendim. Kendimi
çok gay hissediyorum içimden hiç işe gitmek gelmiyo. By.
6 temmuz 1985
sevgili günlük. By.
4Artık kitabımızı yazdığımıza göre tek yapmamız gereken bu iddialı kitabı bastıracak bir yayın evi bulmak. Hiç dert etmeyin, baştan beri verdiğimiz 3 kuralı uyguladıysanız, Türkiye'deki yayın evleri ve sikim-sonik editörleri (Kemal Kırar -Cemil İpekçi'den dönme Okuyanus yayın yönetmeni- vs...) bu kitabın üzerine atlayacaktır.
Peki kitap yayınlandıktan sonra, mesela yukarıdaki gibi bir kitap yazdınız diyelim (tabii çok çalışmanız lazım yukarıdaki başyapıta yaklaşabilmek için), nasıl yorumlar almalıyız? Hepsinden önce, gazeteler neden bizimle ilgilensin? Bunun için Doğan Kitap gibi bütün büyük gazeteleri elinde bulunduran ve kendi yazarlarına torpil geçen bir yayınevi seçmelisiniz. Zaten yukardaki 3 kural özellikle Doğan Yayınları'nın baştacıdır. Bu kısmı da hallettik. Editörleriniz sanki sizinle ilgileniyormuş gibi yapan gazeteciler buldular yönetim kurulu torpilleri sayesinde vs, peki, örnek yorum nasıl olur? Kekin Üstünde Fingirdeyen Çakıl Taşları kitabı ayarında bir eser nasıl yorumlar alabilir?
![]() |
Kemal Kırar |
“Sürükleyici ve tutku dolu!”
- NY Times
“KTOG'un tarihi kurgulardaki yeteneği tartışılamaz. Atmosferin çekiciliği ve Edison'un betimleniş tarzı rahatsız edici derecede güzel!”
- Sunday
Times
“So here is my number. Call me maybe.”
- Monday Times
“Bu kitabı alın ve okuyun! Pişman olmayacaksınız! Eğer almazsanız alana kadar 'bu kitabı alın' yazmaya devam edeceğiz. Alın tamam mı? Yayınevi bize para ödedi bu sözler için, o yüzden alın kitabı. Çok güzel kitap valla bak yalan deyil."
- Contemporary Times
“Yakın gavurları!”
- Zaman
“Am gibi yanıyor!”
-Bulvar
“Rafınızda bulunsun!”
-Hürriyet
"Abi oha falans oldum yhaaa, süpherrr kitaphtı falans yhaneey kesinlikle okumalıyız lol!"
- Liseli Kız
“Bence çok güzel bir kitaptı karakterleri çok sevdim alın okuyun :)))) Bu yazıyı face'nizde paylaşmayı unutmayın :)))” - Türk Kitap Blogger'ı
"Gardaş bu kitap neyi anlatıyor şindi?"
- Parktaki Oğlan
"Ay okulu bitirse şimdiye zengin olduydu. Daha kitap yazma peşinde."
- Annem
5Yukarıdaki yorumları, yaptığınız patlama ile yurtdışında bile yayınlandığınızı düşünerek verdik. Ne de olsa Doğan Kitap yhaaa! Bastırırlar abi ne var yhani? Ama oldu ki henüz yurt dışında yayınlanmadınız. Kitabınızı yurtdışına satmak için ne yapmalısınız? Bunun için öncelikle Barbaros Altuğ gibi babasının parası sayesinde kendisine ajanslardan arkadaşlar edinen bir menajer bulmanız gerek. Barbaros'la tanışmak için TekYön'ü deneyebilirsiniz.
![]() |
Barbaros Altuğ |
Sonra da kitabınızı İngilizce'ye çevirmeniz lazım: Bir örnek...
THE PEBBLES BEHAVING COQUETTISHLY ON
THE CAKE
by KTOG
by KTOG
A day in 1800ler...
Dear Diary. Today we went to edison’ s
house because her mother made dolma. No doubt Edison is quite a bitch! He considers
himself as a matter of shit just because he invented the electricity. Also his
mother is acting weird all the time and edison had like some snop in his nose
and my mom and i were like LOL. and then my dad called us and said that he was
going to be late because he went to pay the electricity bill and there was this
huge line over there and my mom was so glad because we think edisons mom a
little bit bitchy and going into my father. She was all like a pebble behaving so fucking quettishly on a cake...
ÇIKIŞÇıkış dediğin böyle yapılır, bu yazının çıkışı da burda bulunur. Umarım öğretici bir post olmuştur tatlışlar. Aranızdan ünlenenler ya da Barbaros'la tanışıp ağzına almak zorunda kalanlar olursa gelin yamacıma. Portakal soyarım size, sevgi gösteririm...
Burası KTOG.
Dikkat et, yerler kaygan.
Dikkat et, yerler kaygan.